Stalin'in avukatıyım! / 30.01.2012
Her zaman belirttiğim gibi Josef Stalin'e olan sevgim ve saygım büyüktür. Her tartışma sonunda Kemalistlerin ''ama Atatürk'' demeleri gibi karşıma çıkan, ''ama katil, ama sansürcü'' sözleri de canımı sıktı. Bunlara önce ''siz Stalin'in bıyıklarına kurban olun la!'' diyip, ardından öksürerek ciddi bir tavıra bürünüyor ve yazıma ''Sovyetler birliğinde yok sayılmayacak kadar belirgin bürokratik eğilimler vardı'' diyerek giriş yapıyorum.
Hem de küçümsenmeyecek eğilimlerdi bunlar. Lenin ve Stalin zamanında kafa kafaya verip bu tehlikeden bahsetmişler ve bürokratizme karşı mücadeleye soyunmuşlardır. Stalin de o sert yapısı, uzlaşmaz tavırlarıyla bu mücadelenin önderliğini üstlenmiştir. Ve evet, zaman zaman bu konuda caydırıcı ve sert kararlar almıştır. Stalin'in Bolşevik politika sanatını benimsemesi onun bürokratizme karşı mücadelesini gerektiriyordu. Yapı itibariyle de Josef Stalin masa başı kararlar almayı değil, yığınların eğilimine ve yönetime katılmasını ele alan bir devrimciydi. Ve burayı iyi okuyun; komünist bir önderdi!
Emperyalist propaganda merkezleri SSCB ve özellikle Stalin hakkında bir kampanya başlattı. Şimdi söylediğim her vasfı, bir küfür olarak da algılayabilirsiniz çünkü; William Rondolph Hearts'dan bahsedeceğim. Bilmeyenler için ufak bir tanımla değinmekte fayda var. W.R Hearts multi-milyoner bir Alman Nazi yanlısıdır. Gazeteleri günde 13milyona yakın satar bu da yaklaşık 40milyon kişinin okuması anlamına gelir. Bu denli güçlü şakşakçılara sahipken Hearts'ın basını elbette boş durmaz ve SSCB'nin sansasyonel olaylarını anlatır durur.
Şimdilerde kulaktan dolma bilgilerle Stalin'i karalamaya çalışan kişilerin Stalin hakkında söylediği bir söz bu gazetenin manşetine aittir. Şubat 1935'de Sovyetler Birliğinde 6 milyon insanın açlıktan öldüğü manşet verilir. Hiç bir gerçekliğe dayanmayan bu manşet kuşkusuz gerçek ilan edilir. Bir süre sonra baktı ki halk buna inanıp galeyana geliyor, sosyalizme ve özellikle Stalin'e ciddi bir düşmanlık oluşuyor gazete bunu 15milyon ölüye çıkartır. Şimdi bu haberi gerçekmiş gibi savunanlar buraya dikkat etsin. Bu haberin muhabiri Colorado devlet hapishanesinden kaçan ve Ukraynaya daha önce hiç gitmemiş bir mahkum olduğu ortaya çıkar.
Bir başka nokta ise, Stalin'in muhalefeti katletmesiydi. 1936-38 yıllarında her yıl 1 milyon olmak üzere 3 milyon kişinin idam edildiği iddia edildi. Sözde bütün muhalif unsurlar temizlenmişti. Emperyalist propagandanın gerçek yüzü işte böyle çirkin, böyle iğrenç işliyordu.
Savaş, Sovyetler Birliğinin içine kadar gelmişti. Burjuva kalıntıları Nazi'ler tarafından desteklendi ve önce Polonya daha sonra Çekoslovakya işgal edildi. Ülke içinde yasadışı örgütler arttı ve açıktan Bolşevik önderlere karşı suikastlar yapıldı. Kirov, Gorki ve bir kaç Bolşevik önder katledildi.
Eh, Moskova duruşmaları bu şekilde başlayınca yargılamaların ardından çorap söküğü gibi itiraflar geldi. Sosyalizmin inşaa edilemeyeceğini söyleyen Troçkistler bunların başındaydı. Trockistlerin önderlik ettiği sabotajcı, karşı-devrimci örgütlenme açığa çıkarıldı ve tasfiye edildi. Söylenenlerin aksine sanıklar baskı ve işkence iddialarını yalanladılar. Ve hiç birinde bu tür izler görülmedi.
Ve son olarak; bu duruşmalar söylendiği gibi milyonlarca insanın idamıyla sonuçlanmadı. Yüz bin'e yakın idam cezası verildi ama yine de bunların bir çoğu iptal edildi. Çok küçük kısmı uygulandı. Bu idam cezasının sosyalist sistemde meşrulaştırdığım anlamına gelmez elbette. Bir çoğu iptal edilse de idam cezası yine de uygulandı. Ama bu yaşanan olay normal bir zamanda değil faşizm'in saldırılarının öncesinde yani önlem alınması gereken zamanda yapılmıştır. Bir de şu durum var ki hep gülerim, Müslümanların ''kafirler cehennemde sonsuza kadar yanacaklar!'' söylemlerine benzer. Kalıplaşmış bir sözdür, ''Sovyetlerde cezalar ömürboyu sürer!''. ''Yok devenin nalı!'' diyerek ciddi çizgimden yavaş yavaş kaymak istiyorum çünkü bu sözün de ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bunu da istatiksel şu alıntıyla noktalayacağım; ''1939 Sovyet mahkemelerinin istatistiklerine göre beş yıla kadar olan cezalar yüzde 95,9, beş ile on yıl arası cezalar yüzde 4, on yıldan fazla olanlar ise yüzde 0,1’dir. Bunlar arasında hırsızlar, katiller vb. adi suçlular da vardır.''
Bunu okuduktan sonra bana ''Stalin'i putlaştırıyorsun Marbling!'' eleştirileri gelmesin diye de gardımı şimdiden alıyorum. Bu putlaştırmaya zaten Stalin'in kendisi karşıydı. Bırakalım putlaştırmayı övülmesi durumunda bile mütevazi bir şekilde yaklaşıp kendisini ''devrimin yer süpürücüsü'' olarak tanımlamıştır. Kendisine ''büyük öğretmen'' diyen komünistlere karşı da, ''ben Lenin'in öğrencisiyim'' der.
Velhasıl kelam; Stalin tartışılırken emperyalist propagandalara kulak tıkamak doğru olandır. Stalin'i savunmak bilimsel sosyalizmi hayata geçirmek, inanç, disiplin ve sabır demektir. Sloganvari konuşmama kızıyorlar ama söylemeden geçemeyeceğim, ''Stalin'i savunmak, proleteryanın ve tüm ezilenlerin davasına kendini korkusuzca adamak demektir!''
Hem de küçümsenmeyecek eğilimlerdi bunlar. Lenin ve Stalin zamanında kafa kafaya verip bu tehlikeden bahsetmişler ve bürokratizme karşı mücadeleye soyunmuşlardır. Stalin de o sert yapısı, uzlaşmaz tavırlarıyla bu mücadelenin önderliğini üstlenmiştir. Ve evet, zaman zaman bu konuda caydırıcı ve sert kararlar almıştır. Stalin'in Bolşevik politika sanatını benimsemesi onun bürokratizme karşı mücadelesini gerektiriyordu. Yapı itibariyle de Josef Stalin masa başı kararlar almayı değil, yığınların eğilimine ve yönetime katılmasını ele alan bir devrimciydi. Ve burayı iyi okuyun; komünist bir önderdi!
Emperyalist propaganda merkezleri SSCB ve özellikle Stalin hakkında bir kampanya başlattı. Şimdi söylediğim her vasfı, bir küfür olarak da algılayabilirsiniz çünkü; William Rondolph Hearts'dan bahsedeceğim. Bilmeyenler için ufak bir tanımla değinmekte fayda var. W.R Hearts multi-milyoner bir Alman Nazi yanlısıdır. Gazeteleri günde 13milyona yakın satar bu da yaklaşık 40milyon kişinin okuması anlamına gelir. Bu denli güçlü şakşakçılara sahipken Hearts'ın basını elbette boş durmaz ve SSCB'nin sansasyonel olaylarını anlatır durur.
Şimdilerde kulaktan dolma bilgilerle Stalin'i karalamaya çalışan kişilerin Stalin hakkında söylediği bir söz bu gazetenin manşetine aittir. Şubat 1935'de Sovyetler Birliğinde 6 milyon insanın açlıktan öldüğü manşet verilir. Hiç bir gerçekliğe dayanmayan bu manşet kuşkusuz gerçek ilan edilir. Bir süre sonra baktı ki halk buna inanıp galeyana geliyor, sosyalizme ve özellikle Stalin'e ciddi bir düşmanlık oluşuyor gazete bunu 15milyon ölüye çıkartır. Şimdi bu haberi gerçekmiş gibi savunanlar buraya dikkat etsin. Bu haberin muhabiri Colorado devlet hapishanesinden kaçan ve Ukraynaya daha önce hiç gitmemiş bir mahkum olduğu ortaya çıkar.
Bir başka nokta ise, Stalin'in muhalefeti katletmesiydi. 1936-38 yıllarında her yıl 1 milyon olmak üzere 3 milyon kişinin idam edildiği iddia edildi. Sözde bütün muhalif unsurlar temizlenmişti. Emperyalist propagandanın gerçek yüzü işte böyle çirkin, böyle iğrenç işliyordu.
Savaş, Sovyetler Birliğinin içine kadar gelmişti. Burjuva kalıntıları Nazi'ler tarafından desteklendi ve önce Polonya daha sonra Çekoslovakya işgal edildi. Ülke içinde yasadışı örgütler arttı ve açıktan Bolşevik önderlere karşı suikastlar yapıldı. Kirov, Gorki ve bir kaç Bolşevik önder katledildi.
Eh, Moskova duruşmaları bu şekilde başlayınca yargılamaların ardından çorap söküğü gibi itiraflar geldi. Sosyalizmin inşaa edilemeyeceğini söyleyen Troçkistler bunların başındaydı. Trockistlerin önderlik ettiği sabotajcı, karşı-devrimci örgütlenme açığa çıkarıldı ve tasfiye edildi. Söylenenlerin aksine sanıklar baskı ve işkence iddialarını yalanladılar. Ve hiç birinde bu tür izler görülmedi.
Ve son olarak; bu duruşmalar söylendiği gibi milyonlarca insanın idamıyla sonuçlanmadı. Yüz bin'e yakın idam cezası verildi ama yine de bunların bir çoğu iptal edildi. Çok küçük kısmı uygulandı. Bu idam cezasının sosyalist sistemde meşrulaştırdığım anlamına gelmez elbette. Bir çoğu iptal edilse de idam cezası yine de uygulandı. Ama bu yaşanan olay normal bir zamanda değil faşizm'in saldırılarının öncesinde yani önlem alınması gereken zamanda yapılmıştır. Bir de şu durum var ki hep gülerim, Müslümanların ''kafirler cehennemde sonsuza kadar yanacaklar!'' söylemlerine benzer. Kalıplaşmış bir sözdür, ''Sovyetlerde cezalar ömürboyu sürer!''. ''Yok devenin nalı!'' diyerek ciddi çizgimden yavaş yavaş kaymak istiyorum çünkü bu sözün de ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bunu da istatiksel şu alıntıyla noktalayacağım; ''1939 Sovyet mahkemelerinin istatistiklerine göre beş yıla kadar olan cezalar yüzde 95,9, beş ile on yıl arası cezalar yüzde 4, on yıldan fazla olanlar ise yüzde 0,1’dir. Bunlar arasında hırsızlar, katiller vb. adi suçlular da vardır.''
Bunu okuduktan sonra bana ''Stalin'i putlaştırıyorsun Marbling!'' eleştirileri gelmesin diye de gardımı şimdiden alıyorum. Bu putlaştırmaya zaten Stalin'in kendisi karşıydı. Bırakalım putlaştırmayı övülmesi durumunda bile mütevazi bir şekilde yaklaşıp kendisini ''devrimin yer süpürücüsü'' olarak tanımlamıştır. Kendisine ''büyük öğretmen'' diyen komünistlere karşı da, ''ben Lenin'in öğrencisiyim'' der.
Velhasıl kelam; Stalin tartışılırken emperyalist propagandalara kulak tıkamak doğru olandır. Stalin'i savunmak bilimsel sosyalizmi hayata geçirmek, inanç, disiplin ve sabır demektir. Sloganvari konuşmama kızıyorlar ama söylemeden geçemeyeceğim, ''Stalin'i savunmak, proleteryanın ve tüm ezilenlerin davasına kendini korkusuzca adamak demektir!''
Yorumlar
Yorum Gönder